Bir Garip Hikaye, Ali Dayım


1679

1341 doğumlu, Baba adı Mecit, Anne adı Hanımcık 2 yıl 11 ay 20 gün bu vatana askerlik yapmış.

1341 doğumlu, Baba adı Mecit, Anne adı Hanımcık 2 yıl 11 ay 20 gün bu vatana askerlik yapmış. Yedi çocuk babası dır. Altısı kız bir erkek. Kardeşleri, dört kız kardeş üç erkek. Asıl mesleği marangozluktur, kendini bu mesleğe adamıştır. Adeta eğri büğrü ağaçları bile yonta yonta doğrultmaktadır Tirebolu’dan aşağı sadece askerlik dolaysı ile geçmiştir. Hayatı hep Çatalagaç köyünde marangozluk yaparak ve ören düzlerinde ot , güllük biçerek ve çobancılık yaparak geçmiştir. Yani Ali dayımın gurbeti Şadı köyü ve çevresi olmuştur. Eşinin vefatından sonra Ali dayımın hayatı daha artık dikiş tutmamış. Hayatında artık bir yanlızlık başlamıştır, küsmüştür dünyaya adeta keşke benim canımı alsaydın Rabbim dercesine, ama ne dese artık boştur. Ecel sen ben diye ayrım yapmıyor insan oğluna. Saati dakikası gelince Azrail çöküyor üstüne. Artık Ali dayım Erimiştir dağların garı gibi, yaşlanmıştır hocalu gürgeni gibi, bükülmüştür beli güni pelitleri gibi, bükük kalmıştır boynu Keldaşın yanındaki büyük purgibi, solmuştur ören düzündeki çiçekler gibi bazen aç kurtlar etrafını sarmıştır kemirmek istemişlerdir acımasızca. Şimdi artık köyünden uzak vatanından uzak ağlamaktadır belki kendi kendine Giresun Darı köyde. Kendine yuh çekiyordur hayata baş kaldırmak istiyordur amma yaşlılık iyice kendisini bunaltmış adeta kendisini hırpalamaya başlamıştır. Yanında hiçbir kimse olmadığı için derdini kimselere söyleyememektedir belki de, Hangi limana sığınmak istese o limanda binecek bir kayık bulamamıştır. Vapur sadece korna vurarak hızlıca gözlerden kaybolmuştur. Kendisine, Sıcacık bir yuva sıcacık bir çorba verecek bir yer aramaktadır. Ve devlet baba sonun da el uzatmıştır, Ali dayıma sığınacak bir liman bulmuştur kendisine ve Giresun Darı köyde şimdi yapa yalnız uzaklarda ona göre yarı açık ceza evinde yaşamakayiken gün geldi çattı, azrail kapısına tık tık vurarak artık senin çektiğin çile yeter dercesine öteki dünyaya göç etmesini sağladı ve 15-05-2013 günü vefat etti, mekanı vennet olsun Ali dayımın.

GARİP ALİ DAYIM

Yanlışmı yazmış kader senin defterin

Nasıl yazmaya başlasam senin hallerin.

Ören düzleri dile gelse anlatamaz dertlerin.

Ağlayın dostlar ağlayın benim Ali dayıma .

*****

Varsın yazsın gazeteler seni destan yapsınlar

Kimin kimsen yokmu garip Ali diye yazsınlar

Dayanamam bu acıya beni dar ağacında assınlar.

Ağlayın dostlar ağlayın benim Ali dayıma.

*****

Kirpiklerin ıslak olmuş ağladın mı dün gece.

Anlatamadın sen derdini ellere hece, hece.

Nerden bilecektin ki gelecekte çekeceğin bu çile.

Ağlayın dostlar ağlayın benim Ali dayıma.

*****

Bilemedin gelip geçen her gününün kıymetin..

Neden böyle yazmış kader senin kısmetin.

Ağlamak yakışmaz sana amma, ellere çok mu minnetin.

Ağlayın dostlar ağlatın benim garip Ali dayıma.

*****

Yaprak olsa götürüp ateşte, yakarlar.

Uçan kuş olsa uçar diye, kanadını yolarlar.

Güneş olsa ısınır diye önüne çul. kaparlar.

Ağlayın dostlar ağlayın benim Ali dayıma.

*****

Ölsen bile kimse duymaz sesin Darı köyünde.

Kimsesi yokmu derler acep bunun soyunda .

Gün gelir mustafa senide yıkarlar musalla taşında

Ağlayın dostlar ağlayın benim Ali dayıma

Kaynak: Harşit Vadisi