Dandı'da Ocak Meşe


2433

Anadolu kültüründe özellikle Alevi geleneğinde meşe ağacına kutsallık atfedilmiştir. 

Meşe ağacı halk arasında pelit, palamut olarak da bilinmektedir. Sağlam, dayanıklı, güçlü ve heybetli görüntüsü kutsallık atfedilmesinde önemli rol oynamıştır. Bir yer ya da bölgedeki en büyük meşe ağacı baba görüntüsü ile ocak meşe olarak adlandırılmıştır. Alevi geleneğinde kutsal meşe ağacının gölgesinde cem kurulması, ocakta ateş yakılması bir gelenektir. Kutsallığı nedeniyle herhangi bir dilek tutulurken özellikle Hıdırellez'de kurdele, ip, bağ gibi cisimler bağlanmıştır.

Ocak meşe birçok yerde geçer. Süttaşı Mahallesi'nde eski ismi ile Dandı'da da Ocak Meşe diye halk dilinde bilinen bir yer vardır. Burası İslam-Kurt kuyusu - Kayabaşı arasında bir yer adıdır. Ancak Ocak Meşe ile ilgili değişik rivayetler var. Bunlardan birincisi şöyle:

Ruslar Birinci Dünya Savaşı’nda Kanyaş tepelerine geldiği sıralarda Kabaktepe'den komutan üç askeri Harşit'e yollamış. Sigaramı yaktım sönmeden gelin demiş. Esasında hızlı gidip gelmeleri için ironi yapmış. Askerler Kayabaşı üzerinden Kurt kuyusu-İslam yolunu takip ederek Harşit'e gelmişler. Geri dönüşte yine aynı güzergâhtan yani İslam Kurt kuyusu Kayabaşı üzerinden Kabaktepe'ye ulaşmışlar. Ancak askerler gidip geldiklerinin işareti olarak Ocak Meşenin olduğu yere meşe dalı dikmişler ki Harşit'e gidip geldiğimize inansınlar diye. Komutanın huzuruna çıkmışlar. Komutanın gayrimüslim kökenli olduğu söylenmektedir. Askerlerin Harşit'e gidip geldiklerine muhtemelen inanmadığı için nedeni çok bilinmemekle beraber askerleri oracıkta idam ettirmiş. 

Ocak Meşedeki meşe 1,5 metre kutrunda olup ağaç halen oradadır. İslam Kurt kuyusu yolundan yürüyerek 15 dakikada çıkılmaktadır.

Başka bir rivayete göre, Gökbelen'de İdris Şıh, Nişanede bir Şıh ve Kayabaşı önlerindeki Çakrak'ta bir Şıh varmış. Bunlar kardeşmiş. Muhacirlikte bunların her biri bir yerde vefat etmiş. Çakrak'taki Şıh'ın olağanüstü durumlarına Dandı köyü şahit oluyormuş. Çakrak'tan sabah yakınlarında kalkıp Kayabaşı'na abdest almaya gidiyormuş. Kayabaşı'na çıkarken ışığı Dandı köylüleri tarafından görünüyormuş. Sabah namazında Kayabaşı'nda olup abdestini alır ve köy annağı denilen yerde namazını eda edermiş. Daha sonra tekrar geri dönermiş. İkamet ettiği yerde defnedildiğini rivayet edilir. Defnedildiği yere de Ocak Meşe diye söyleyenler vardır.

Bütün bunlardan sonra ocak meşenin kutsallığına atfen bazı hikâyeler halk arasında yaygın olarak anlatılmış, ancak inandırıcılığı konusu ise pek de kayda değer görülmemiştir. Bunlardan birincisine göre,  Bir genç gelin sırtında bebeğiyle giderken tanımadığı yabancı kişiler peşine düşmüş. Tam yakalayacağı sırada bu meşeye beni sakla demiş. Bunun üzerine meşe ikiye ayrılmış. Gelin meşenin içine girmiş, meşe onu yutmuş ve gözden kaybolmuş. Oradan geçenler ona saygı olsun diye avu çiçekleri yani orman gülü koyarlarmış.

Diğer bir rivayete göre yine kadının biri aynı güzergâhı izleyerek yaylaya giderken ocak meşenin olduğu yerdeki duvara sırtını dayamış ve beşiğini de buraya koymuş. Burası dinlenmek, sırtını koymak için uygun bir yer. Etraftan bir ses işitmiş. Ne olduğunu anlayamamış ancak ürpermiş. Daha sonra bu ses tekrar etmiş. Kadının beşiği sağa sola savrulmuş. Kadın bu olağanüstü durumu görünce tövbe etmiş.

Meşe ağacın altında uyunmaması, olumsuz bir tavır ya da harekette bulunulmaması gibi birçok inanış oluşmuş. Hatta aile ocağının sönmemesi için ateşe atılan sağlam meşelerin de önemli olduğu vurgulanmış.

Sonuç olarak, yukarıda anlatılanların hepsi birer rivayetten ibarettir. Farklı anlamlar, olağanüstü unsurlar eklenerek dilden dile anlatılmıştır. Bu gibi evliya ve ocak dediğimiz yerler Harşıt Vadisin hemen hemen bütün köylerinde olduğu ve kutsal sayıldığı bilinmektedir.

Kaynak: