"Gaziosmanpaşa Giresunlular Derneği'nden çay ve çevre duyarlılığı"

Gaziosmanpaşa Giresunlular Derneğinin Ekim ayı yönetim kurulu toplantısında Giresun ve cevre illerin etkileneceği doğanı, yaylaların, suların daha birçok etkenin zarar göreceği maden olayını ele alarak bölgedeki derneklerle basın açıklaması gerçekleştirdi.

194

Giresun'un Eynesil ilçesindeki çay üreticilerin sorunlarının dile geldiği toplantıda yapılacak çalışmalarla beraber basın açıklaması gerçekleştirildi. Dernek yöneticileri, Giresun'un şu an kanayan yarası haline gelen her iki konuyla alakalı elimizin ulaştığı her noktaya ulaşıp vahşi madenciliğin ve Eynesil'deki halkın yaşamış olduğu mağduriyetin takipçisi olunacağını hemşerilerimizin bilgisine sunarız. Dediler.

Dernekten yapılan açıklama şöyle oldu: Bugün burada, Eynesil'deki çay üreticilerinin yaşadığı adaletsizliklere dikkat çekmek istiyorum. Bölge halkı olarak ürettiğimiz çayın kalitesiyle övünmekteyiz, çünkü bilimsel verilere göre, Eynesil çayı dünyanın en kaliteli aromasına sahip çay olarak kabul edilmektedir. Ancak, bu kadar yüksek kaliteye ve değere sahip bir ürün üretilmesine rağmen, maalesef üretici emeğinin karşılığını alamamakta, aksine zarar etmektedir. Üretici, bu verileri bilmesine rağmen, kendisine yapılan bu haksızlığa duyarsız kalmakta ve hakkını aramakta yeterince kararlı davranmamaktadır.

Eynesil'de faaliyet gösteren dört çay fabrikası, piyasada tekel oluşturarak üreticiyi sıkıştırmaktadır. Fabrikalardan biri fiyat belirlediğinde, diğerleri de aynı fiyatı açıklayarak üreticiye pazarlık yapma şansı tanımamaktadır. Öyle ki, birinci sürgün çayın hasadı üzerinden 6 ay geçmesine rağmen, üreticiler hålå ödemelerini alamamışlardır. Gübre, yevmiye, nakliye ve yemek gibi tüm masraflarını cebinden karşılayan üreticiler, yüzde 50'lere varan reel faiz oranlarıyla karşı karşıya kalmışlardır.

Üstelik, 2. ve 3. sürgün çay ücretleri 8 ay sonra ödenmek üzere taahhüt edilmiştir. Üreticiler bu kadar gecikmeli ödeme almak zorunda kalırken, paraya sıkıştıklarında nakit yerine kuru çay almak zorunda kalmaktadırlar. 10 kilogram kuru çayı 2 bin liraya alıp, piyasaya 1300-1400 lira arasında satmak zorunda kalan üretici, büyük bir zarara uğramaktadır. Oysa fabrikalar, aynı kuru çayı piyasaya yine 1300-1400 lira arasında satmaktadır. Bu tablo, üreticinin emeğinin iki kez gasp edildiğini göstermektedir.

Bir başka büyük sorun da kantar başında yapılan kesintilerdir. Fabrikalar, yaş çay alımında yüzde 5 ila 10 arasında kesinti yaparak, çay taşıyan araçların nakliyesi ve işçi giderlerini bu şekilde karşılamaktadır. Bu durum, üreticinin sırtındaki yükü daha da artırmaktadır.

Rize ve Trabzon'daki fabrikalar üreticilere paralarını peşin öderken, Eynesil'deki fabrikaların kendi üreticilerini mağdur etmesi kabul edilemez. Ülkemizin en kaliteli çayını üreten bu bölgenin üreticileri, emeğinin karşılığını almak zorundadır. Eynesil çayı, aromasıyla ve kalitesiyle dünya çapında övülen bir üründür, ama bu değerin karşılığı üreticiye yansımamaktadır.

Biz, Gaziosmanpaşa Giresunlular Derneği olarak, bu adaletsizliğe karşı sessiz kalmayacağız. Üreticilerimizin emeğini sömüren bu sistem değişene kadar mücadelemiz devam edecektir. Bu konunun en sıkı takipçisi olacağımızı buradan bir kez daha ifade ediyoruz.

Giresun'da Madencilik

Ülkemizde yürürlükte olan 3213 sayılı Maden Kanunu 1985 yılında yasalaşmıştır. Kanun 1985 yılından bu yana 20'den fazla kez değişmiş, yapılan her değişiklikle Türkiye'de daha fazla alan maden ruhsatlarına ve ruhsatlarla ilişkili olarak madencilik faaliyetlerine olanaklı hale getirilmiştir.

MAPEG verilerine göre Giresun ilimiz sınırları içerisinde toplam 720 adet IV. Grup maden ruhsatı (arama, işletme ve ihale) bulunmaktadır. Çalışma alanının % 90'ı madenlere ruhsatlıdır.

Ülke genelinde 2002 yılına kadar 1200 olan maden ruhsatı sayısı, 2002-2024 yılları arasında 386 bine ulaşmıştır. Bu durum, tarım alanlarımızın, ormanlarımızın ve su kaynaklarımızın hızla maden şirketleri tarafından bozulduğunu göstermektedir

Doğal ve Ekonomik Hazinelerimizin Korunması

İlimiz genelinde bulunan, doğal su kaynakları, eşsiz mavi göl, travertenler, yaylalarımız, ekonomik değere sahip endemik bitkiler ile ve arıcılık tehdit altındadır. Bu alanlar, sadece ekosistem için değil, aynı zamanda kültürel mirasımızın devamı, korunması için de büyük önem taşımaktadır.

Çevresel ve Sağlık Riskleri

İşletilen ve planlanan maden ocakları, bölgenin çevresel ve sağlık risklerini artıracaktır.


Gümüşhane'den başlayıp sahile ulaşan Gelevera, Harşıt, Çanakçı Vadileri ile ilimizin Dereli çayı, Pazarsuyu çayı, maden ocaklardan sızacak ağır ve zehirli metaller aracılığıyla binlerce insanı ve tarım alanlarını tehdit etmektedir. Bu durum canlı hayatımızın devamı ve tarım varlığının korunması açısından çok önemlidir.

Kuraklık ve Ekolojik Denge

Tarım Bakanlığı'nın 2024 Şubat ayında yayınladığı Türkiye Kuraklık Haritası'na göre, Giresun olağanüstü kuraklık riski altındadır. Bu risk, su kaynaklarının ve tarım alanlarının korunmasının ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Ülke ve Bölge Ekonomisine Etkisi

Maden işletmeciliği ile edilecek gelirlerin yüzde 2-4 ülke ekonomisine katkı sağlarken, bölge ekonomimize her hangi faydası yoktur. Yer altı madenlerimizden bir defa oluşacak gelire karşılık, yer üstünde bulunan doğal yaylalarımız, akarsularımız, ormanlarımızdan elde edilecek turizm gelirleri ile arıcılık, fındık ve çay ürün gelirleri hem bölge hem de ülke ekonomimize sürekli olarak katkı sağlamaktadır.

Birlik ve Dayanışma Çağrısı

Giresun halkımızı, bölgemizde işletilen ve işletilmesi planlanan vahşi madenciliğe karşı, doğal su kaynaklarımızı, tarım alanlarımızı, yaylalarımız, ormanlarımızı, canlı ve doğal hayatımızı kısaca yaşam topraklarımızı ve geleceğimizi, anayasal haklarımızı kullanarak birlik ve dayanışma içinde, savunmaya, korumaya davet ediyoruz.

GAZİOSMANPAŞA GİRESUNLULAR DERNEĞİ



Giriş: 13 Ekim 2024 | Güncelleme: 13 Ekim 2024 | Okunma: 194


Kaynak: A.Sukru Kara




Bu karekodu kullanarak haberi telefonunuzda görebilir ve paylaşabilirsiniz.