"Tetiklenen travma daha yıkıcı hale gelebilir"

Psikolojik travma, özellikle de afet kaynaklı psikolojik travma, kısa sürede kolayca ortadan kalkacak bir şey değildir ve toplumun büyük bir kesimini etkiler.

127

Deprem travmasına yönelik yürütülen psikososyal destek çalışmalarında, akut dönemde destek hizmetleri oldukça yaygın olsa da sonrasında bu desteklerin zamanla azalmakta ve ortalama 6 ay içinde tamamen kesilmekte olduğunu belirten Hidoctor Uzman Klinik Psikoloğu Gizem Konuş Bir anda sağlanan psikolojik destek sonrası sistematik bir desteğin sürmemesi travma etkilerini daha da yıkıcı hale getirebilir. diyor.

Basın Bülteni - 15.08.2023 Afet kaynaklı psikolojik travmaların üstesinden gelmek için 2 yıla kadar devam edebilen uzun süreli bir müdahale gerekir. Bu nedenle tedaviye iyi bir planlamayla başlamak önemlidir. Genelde doğal afet travmasına yönelik destek çalışmalarında, travma sonrası dönemde destek hizmetleri oldukça yaygındır. Fakat bu desteklerin zamanla azaldığı ve ortalama 6 ay içinde tamamen kesildiği görülmektedir. Travma akabinde sağlanan psikolojik desteğin sürmemesi, travma etkilerini daha zorlayıcı hale getirebilir.

Afet kaynaklı gelişen psikolojik travmaların sadece afet bölgesinde yaşayan insanları değil toplumu da etkilediğini belirten HiDoctor Uzman Klinik Psikoloğu Gizem Konuş Türkiye'de yaşayan çoğu kişi bir şekilde deprem korkusunu ve acısını tattı. Deprem olan şehirlerde yaşamayanlar bile sanki deprem kendi şehirlerinde olmuşçasına tepki verdiler. Bu maalesef depremin toplumumuz için bir kolektif travma haline geldiğine işaret ediyor. Afet görüntülerini, haberlerini ekranlarda izleyerek dehşete kapılan pek çok insanın travma yaşamış veya travmalarının tetiklenmiş olduğu söylenebilir diyor.

Toplumda iki ayrı yaklaşım ortaya çıktı

Bir deprem ülkesi olan Türkiye'de insanların deprem korkusuna iki uç yaklaşım geliÅŸtirdiÄŸini belirten KonuÅŸ, bazı insanların Her an başıma bir ÅŸey gelebilir korkusuyla hareket ederken, bazılarının da Benim başıma gelmez inkarcılığına kapıldığını vurguluyor. KonuÅŸ, her iki yaklaşımın altında da çaresizlik hissinin olduÄŸunu söylüyor ve ekliyor: Depreme hazır olmak için güvenli binalarda oturmak, güvenli bir ÅŸehirde yaÅŸamak gibi bazı gereksinimler var. Biz de geliÅŸmekte olan bir ülke olarak hazırlıksız hissettiÄŸimiz için toplumca çaresizliÄŸe kapılıyoruz. Bu çaresizlik duygusuyla baÅŸa çıkmanın yolu da inkardan ya da her an bir koruma kalkanı oluÅŸturma çabası içinde olmaktan geçiyor. Birbirinden taban tabana farklı bu tepkiler, çaresizlik duygusu ile baÅŸ etmek için ortaya çıkan uç davranışlar. 

Bilgilenin, önlem alın, kontrolünüzü kaybetmeyin

Deprem korkusu yaÅŸayanların, bütün bu belirsiz, sisli atmosfere raÄŸmen, birey olarak yapabileceÄŸi bir ÅŸeyler var diyen KonuÅŸ, Durum ne kadar kötü olursa olsun, ÅŸartlar ne kadar ağır olursa olsun umut ve çözüm her zaman mümkündür. En çaresiz, en sıkışmış ortamlarda bile içindeki kontrol hissini uyandırabilirseniz travmatize olmazsınız. Çevresel ÅŸartlar ne kadar çetin olursa olsun önemli olan insanın içindeki o kontrol hissini pekiÅŸtirmesidir. Bunun yolu da kendini güvende hissetmekten ve bilgilenmekten geçer. Bilgi güçtür. O yüzden binalar deÄŸiÅŸtirilemiyorsa bile, yaÅŸadığınız ortam içerisinde deprem çantası hazırlamanız, nerede yaÅŸam üçgeni kuracağınızı belirlemeniz güvende hissettirmeyi saÄŸlayabilir diyor. 



Giriş: 15 Ağustos 2023 | Güncelleme: 15 Ağustos 2023 | Okunma: 127


Kaynak: YaÄŸmur TozanoÄŸlu




Bu karekodu kullanarak haberi telefonunuzda görebilir ve paylaşabilirsiniz.