Ortaokul Türkçe dersi öğretmenimle hala irtibat halindeyim. Bize Türkçe dersini sevdirdiği ve yazma zevkini aşıladığı için kendisine müteşekkirim. Hatta yıllar sonra siyasi bilincimin gelişeceği MTTB ile beni tanıştırdığı için de şanslıyım. Hocam şair ve yazar olarak ilerlemiş yaşına rağmen billur bir zekâ ile yıllar öncesine ait hatıralarını edebi bir üslupla yazıp yayınlıyor. Yayınladığı bu yazılarını da bizlere ulaştırıyor. Ben de her hafta ilgi ile takip ediyorum.
Geçen hafta gönderdiği yazısında liseden sınıf arkadaşım Nesrin kendisine gönderdiği maili konu alarak Söyleyin Ayıbımı, Söyleyin Lütfen diyerek bizlerden yardım istemişti. Bunun üzerine yazının ulaştığı kişilerden bazıları konuyla ilgili görüşlerini yazmışlar. Bu hafta da gelen cevapları yazısına konu etmiş. Bunun üzerine bende fikirlerimi hocama ilettim. Öncelikle arkadaşım ne yazmış onu okuyalım.
Günaydın Hüseyin Hocam,
Gönderdiğiniz yazıları okuyorum. Bir yazar, bir düşünür olarak dünya ve insanlık meselelerini görmezlikten gelmeniz hayrete düşürdü beni. 44 gündür Filistin'de, Gazze'de vahşice bir katliam yaşanıyor. İnsanlık vicdanını kül edip geçen bu soykırım hakkında tek kelimeniz yok. Aynı dünyada mı yaşıyoruz, merak ettim. Saygılarımla
Ben de Arkadaşımız Nesrin'in eleştirisine doğrudan kendiniz cevap vermek yerine öğrencilerinizi ve arkadaşlarınızı konuya davet ederek onların cevaplandırmasını istemenizi doğru bulmadığımı belirtmek isterim. İki kişi arasındaki görüş teatisini hatta görüş beyanı isteğini kamuya açmanız etik olmamış. Nesrin, sizden konuyla ilgili görüş beyan etmenizi, hatta zalim İsrailli kınamanızı istemiş. Siz konuya üçüncü tarafları da davet ederek tanımadığı bir sürü kişinin görüşü altında adeta ezilmesini sağladınız.
Filistin'de iki aya yakın süredir bir zulüm yaşanıyor. 7 Ekim günü Hamas'ın etkinlik alanında bulunan bölgede kendilerine kassam tugayları tarafından atılan füzelerle başlayan bu zulüm o gün başlamadı. Yüzyıllık bir tarihi var bu zulmün. 1917’de bölgenin İngiltere'nin eline geçmesiyle başlayan zulüm, bugün bu noktaya gelmişse bunda İngiltere yanında ABD ve bütün Avrupalıların katkısı olduğu yadsınamaz. Ama 1947-67 sınırları uluslararası anlaşmalarla belirlenmişken 75 yıldır gelinen noktada Filistinlilerin elinde yüzde 5 bile toprak kalmamıştır.
Ellerinde toprakları kalmamışken en küçük insan haklarından bile mahrum kalan bu milletin başkaldırıdan başka hangi şansı kalmıştır. Filistinlilerin yaptığını bizim kurtuluş savasımıza benzetmek mümkün iken buna bile sahip çıkamamak en ufak tabirle acziyettir. Yapılan bu hareketin karşılığının topyekûn bir milleti katletmek olmamalıdır. Bu süreçte 5 bini çocuk 5 bini kadın ve 5 bini de yaşlılardan oluşan 15 bin insan ölmüş, 2 milyonu yerlerinden edilmişse bu bir soykırımdır. İnsanlar bugün gıdaya, ilaca, hastaneye, suya ve elektriğe ulaşamıyorsa bu bir soykırımdır. Bu bir insanlık suçudur.
Bazılarının dediği gibi Filistin diye bir sorunumuz yok diyemeyiz. Bize ne Filistin’de yapılanlardan diyemeyiz. Bin yıl o topraklarda kalmış ve o bölgeleri yönetmiş bir milletin bugünkü fertleri olarak elimizden geleni yapmalıyız. Bu bize tarihin bıraktığı bir mirastır. Bu aynı zamanda dindaşlığımızın bir gereğidir.
Bugün yapılan savaş değil soykırımdır. İnsanların olaya bakışı ise bir illüzyondan ibarettir. Daha dün petrole bulanan birkaç kuş için gözyaşı döken insanların bugün susması nasıl açıklanabilir? Dünyanın öbür ucunda öldürülen birkaç balina için ortalığı ayağa kaldıran insanlar nerede? Öldürülen 300-500 Yahudi için ayağa kalkan batı devletleri 20 bin insanın öldürülmesi ve 30 binin yaralanmasına neden ses çıkarmıyor, 50 bin evin/binanın yıkılmasına neden göz yumuyorlar,
Bu soruları artırmak mümkündür. Bugün Filistin'de bir dram yaşıyor ve bizler bunu bir macera filmi gibi izliyoruz. Büyük büyük devletler hala algı peşinde ve İsrail'in yanında duruyorlar. Sevindirici olan şu ki insanlar devletlerinin bu politikalarını desteklemiyor ve Filistin halkının yanında olduklarını açıklıyorlar dedim.
Hocam yeni gelen yazsında benim ve birkaç arkadaşımızın daha görüşlerini yayınlayarak eleştiriye de açık olduğunu belirtmiş. Kendisine hayırlı uzun ömür dilerim.
Okunma Sayısı: 437